Bul
App Store Google Play

Diyetkolik'i telefonunda kullan

sitede bul
Reklamsız Kullan
facebooktwitterlinkedinwhatsappmail
Diyetkolik Diyetisyenim 14.11.2017 4 dakikada okunur
yorumlar
0
kaydet

14 Kasım Diyabet Günü

Diyabeti günümüzde; ‘Artık yemekten zevk almayacağım’ veya ‘hoşlanmadığım yiyecekleri yemek zorundayım’ algılarından uzak ve çok daha pozitif bir yaklaşımla ele almalıyız.

14 Kasım Diyabet Günü

Diyabet; vücutta pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretememesi ya da ürettiği insülin hormonunu etkili bir şekilde kullanamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. 

Kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir (hiperglisemi). Açlık kan şekeri (AKŞ) ölçümü veya Oral glukoz toleransı testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (prediyabet) sinyalidir. AKŞ ölçümünün 126 mg/dl veya üzerinde çıkması diyabetin varlığını gösterir.

Tip 1 Diyabet (IDDM)

Çoğunlukla çocuklar ve ergenlik çağındakilerde gelişen fakat yetişkinlerde de görülebilen otoimmün bir hastalıktır. Bu tip diyabette insülin üretimi ya çok azdır ya da hiç yoktur, bu yüzden insüline bağımlı diyabet tipi denilir.

Tip 2 Diyabet (DM)

Üretilen insülinin vücutta yeterli olmaması veya gerekli dokulara ulaştırılamaması sonucu ortaya çıkar. 40 yaşın üstündekilerde daha sık görülür. Herkeste, her yaşta diyabet tespit edilmesinin yanı sıra; ailesinde diyabetli yakını olanlar, şişman kişiler, 4 kg’dan ağır bebek doğuran kadınlar, stres altında yaşayan kişilerde görülme riski daha yüksektir.

Peki Nasıl Beslenmeli?

Diyet ve egzersiz başarılı bir diyabet yönetiminin temel taşlarıdır. Ancak yapmamız gereken diyabeti olmayanlardan farklı değildir. Sadece ölçülü olarak ve doğru besinleri seçerek kan şekeri kontrolünü sağlayabiliriz.  Basit şekerleri (kesme şeker, bal, reçel, marmelat, çikolata, vb) yerine; nişasta ve bileşik yapıdaki şekerleri (sebzeler, bazı meyveler ve kuru baklagilleri) tercih etmeliyiz. Yüksek lif içeren besinleri (çavdar, yulaf, kepekli ekmek, kepekli makarna, taze sebze ve meyveler) bağırsaklardan şekerin emilimini yavaşlatır. Sık sık ve az az yemek çok önemlidir. Önerilenden fazla yemek kan şekerini yükseltir. Glisemik indeksi düşük besinleri tercih etmeliyiz.

Tip 2 Diyabetle Yaşamı Kolaylaştıran Besinler:

  • Tip 2 diyabete yol açan nedenlerden biri magnezyum eksikliğidir. Magnezyum, az alınması durumunda insülin direncine neden olur ve bu da Tip 2 diyabet oluşumuna zemin hazırlar. Yaş ortalaması 54 olan 2.582 yetişkin birey üzerinde yapılan bir çalışmada; magnezyumdan zengin bir diyet uygulayan bireylerde ön diyabet gelişme riski % 37 oranında daha az bulunmuştur. Aynı zamanda yüksek magnezyum içeren diyet uygulamanın, ön diyabetin Tip 2 diyabete dönme riskini 1/3 oranında azalttığı da belirtilmiştir.
  • Magnezyumdan zengin kaynaklar arasında ise baklagiller, fındıkgiller, yeşil yapraklı sebzeler, yoğurt, buğday tohumu gibi besinler bulunur.
  • Siyah fasulye: Magnezyumun en iyi kaynaklarındandır. İkinci sırada ise soya fasulyesi gelir. ¾ bardağı 100 mg magnezyum içerir. Siyah fasulye dışında nohut, mercimek, barbunya, soya fasulyesi, tofu, edamame de tüketilebilir.
  • Badem: Ön diyabeti olup bademden zengin bir diyetle beslenenlerde, insulin duyarlılığında iyileşme ve kötü kolesterol ( LDL ) seviyelerinde azalma kaydedilmiştir. Normal kan şekerine sahip bireylerde de, düzenli olarak fındıkgillerden tüketmenin Tip 2 diyabet ve kalp hastalıkları oluşma riskini azalttığı bulunmuştur.
  • Badem dışında, Brezilya fındığı, kaju, pecan, yer fıstığı, Antep fıstığı, badem ezmesi, fıstık ezmesi de tercih edilebilir.
  • Ispanak: Beslenmede yeşil yapraklı sebze tüketimine özen gösterilmelidir. Günde 1,3 porsiyonsebze tüketenler ile (1 porsiyon : ½ bardak pişmiş veya 1 bardak çiğ sebze) haftada bir porsiyon sebze tüketenler karşılaştırıldığında, daha fazla sebze tüketenlerin diyabete yakalanma risklerinin daha düşük olduğu bulunmuştur. Yeşil yapraklılarda bulunan magnezyum ve antioksidanların sağlığı koruyucu etkileri vardır.
  • Ispanak dışında, pazı, lahana, kara lahana, pancar yaprağı, karahindiba yeşillikleri, roka, göbek marul gibi sebzeler tüketilebilir.
  • Somon: Yağlı balıklarda bulunan EPA ve DHA olarak bilinen çoklu doymamış yağ asitleri, diyabet riskini %32 oranında azaltır. Her hafta en az 170 gram yağlı balık tüketilmelidir. Balık tüketmeyenler ise takviye olarak günlük 500-600 mg EPA+DHA içeren balık yağı almalıdır.
  • Somon dışında alabalık, sardalye, ringa, hamsi, uskumru da yenebilir. Öğütülmüş keten tohumu: Omega-3 yağ asidi olan ALA ‘dan zengindir. Yüksek ALA tüketiminin Tip 2 diyabetten korunmada yardımcı olduğu bilinmektedir.
  • Keten tohumu, chia tohumu, kenevir tohumu, ceviz, ceviz yağı, kanola yağı ve soya fasulyesi de kullanılabilir.
  • Kahve: Günde (kafeinli/kafeinsiz) 3-4 bardak kahve tüketimi, Tip 2 diyabet riskini %25 azaltır. İçerdiği klorejenik asit sayesinde inflamasyonu ( iltihabı ) ve glikoz emilimini azaltır ve insülin duyarlılığını iyileştirir. Kahve aynı zamanda magnezyum içerir.

Beslenmenin yanı sıra hayatımıza hareketi, egzersizi de katmalıyız. Sağlıklı bir birey olmak için vücudumuzun harekete ihtiyacı yalnız diyabette değil tüm koşullarda bir gerekliliktir.

facebook twitter linkedin whatsappmail

İlk yorumu sen yap

Yorum yapan