Selülit nasıl geçer? Beslenme yoluyla selülit tedavisi mümkün mü?

Selülit oluşumunu engellemek ve var olanları azaltmak için uyguladığınız diyet listesinde yapabileceğiniz bazı etkili değişiklikleri sıraladık.

Selülit oluşumunun sebepleri ve tedavi yöntemleri bugüne kadar çok tartışıldı, tartışılmaya da devam ediyor. “Selülit nasıl geçer?” sorusuna her kafadan başka bir yanıt geldiği için selülit tedavisinde o selülit kremi sizin, bu selülit kemeri bizim sürekli başka başka çarelerden medet umuluyor.

Kadınların çoğunun ortak derdi ve yaz aylarından önce sinir stres sebebi olan selülitlerin oluşumunu engellemek, var olan selülitlerden kurtulmak için diyet listesi bir çözüm olabilir mi? Sağlıklı bir yaşam için nasıl ki diyet listemizde hangi besinlerin bulunduğu önem taşıyorsa, selülit tedavisinde de diyet listemizde nelerin yer aldığı bir o kadar önemli. Sağlıklı bir diyet listesi uygulayarak ve beslenmenizde bazı konulara özellikle dikkat ederek selülit oluşumunun önüne geçebilir, dahası var olan selülitlerinizde gözle görülür bir azalma sağlayabilirsiniz. Önce selülitin doğru tanımını yapalım, daha sonra kurtulmanın yollarından sırayla bahsedelim.

Selülit nedir? Estetik bir sorun mu, yoksa bir hastalık mı?

Selülit çoğumuz için estetik açıdan bizi rahatsız eden bir cilt sorunu. Fakat “Selülit nedir?” sorusunun cevabı bu kadar basit değil. Selülit derinin alt tabakasında, yağ dokusunun hemen çevresinde oluşan ve cilt, cilt altı yağ dokusu ile küçük damarları ilgilendiren bir dolaşım bozukluğu hastalığı aslında. Üstelik ileri boyutlara ulaştığında ciddi sonuçlar doğurabiliyor.

Selülite özellikle hareketsiz kişilerde daha sık rastlanmasının sebebini şöyle açıklayabiliriz: Hareketsizlik küçük damarlardaki kan dolaşımının yavaşlamasına ve damar duvarının bütünlüğünün bozularak dışarıya, yani doku boşluğuna sıvı sızmasına sebep oluyor. Ve burada, yağ hücreleri arasında bu sıvı birikiyor. Daha sonra vücudun savunma reaksiyonu sonucunda bu sıvı, bağ dokusu tarafından çevreleniyor. Giderek nodüller oluşmaya başlıyor ve son etapta cildin görünümüne etki ediyor. Buradan da anlaşıldığı üzere, aslında selülit görüntüsü ortaya çıkmadan çok uzun zaman önce vücutta selülit oluşumu başlıyor.

Selülitin daha çok kilo fazlası olan kişilerde ortaya çıktığı sanılsa da aslında böyle bir şey yok. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, selülit bir dolaşım bozukluğu olduğu için kiloyla değil, beslenme düzeniyle, yani ne kadar sağlıklı beslenilip beslenilmediğiyle ilişkilendirilmesi daha doğru.

Diyet listenizdeki besinleri özenle seçerek, yaşam şeklinize dikkat ederek selülit oluşumunu engelleyebilir, var olanların azalmasını sağlayabilirsiniz. Ancak şunu da önemle belirtmeliyiz ki, var olan selülitleri ortadan kaldırmak için beslenmenizde yapacağınız değişikliklerin yanı sıra mutlaka egzersizlerden de yardım almalısınız.

İşte selülitlerle mücadelede etkili beslenme sırları

Selülitlerden kurtulmak için diyet listenizde bazı değişikliklere gitmeniz gerekiyor. İlk olarak selülit oluşumunun en önemli sebeplerinden biri olan fazla yağlı besinlerden uzak durmanız gerektiğini aklınızdan çıkarmamalısınız. Aşırı yağlı beslenmek selülitlere yol açtığı gibi daha pek çok sağlık sorunlarına da zemin hazırlıyor.

Selülit oluşumunun bir diğer sebebi de tuzlu besinlere beslenmenizde fazla yer vermenizdir. Bu yüzden aşırı tuz tüketiminin önüne geçmeli, yemeklerinize ekstra tuz atmamaya dikkat etmelisiniz. Tuzlu gıdaların ödem oluşumunun en önemli sebebi ve hücrelerin su kaybetme nedeni olduğunu unutmayın.

Sigara kullanmamalı, sigara dumanının olduğu ortamlarda bulunup pasif içici konumuna düşmemelisiniz. Alkol tüketiminizi de minimuma indirmeniz çok iyi olur.

Selülit oluşumuna sadece kilolu bireylerde rastlanmadığını yukarıda belirtmiştik. Ancak ideal kilonuzdan ne kadar uzaksanız selülit oluşumu riskinin bir o kadar arttığını da söylemeliyiz. Bu yüzden ideal kilonuzu korumalı, eğer kilo fazlanız varsa sağlıklı ve dengeli beslenerek, size uygun bir diyet listesiyle ideal kilonuza ulaşmayı hedeflemelisiniz.

Selülit oluşumunu engellemek için diyet listenizde taze sebze ve meyveleri bol bol bulundurmalısınız. Çünkü taze sebze ve meyvelerin içerdikleri potasyum, C , A ve E vitaminleri dolaşımın düzenlenmesinde doğrudan etkili.

Beslenme düzeninizin yanı sıra gün içindeki hareket miktarınız da selülit oluşumunda kritik rol oynuyor. Gün içinde uzun saatler ayakta durmamalı ve yine uzun saatler oturmamalısınız. Pek çoğumuz gibi oturarak çalışıyor olsanız dahi gerekiyorsa alarm kurarak saat başı 5-10 dakikalık molalar vermeli ve ayakta vakit geçirmelisiniz. Oturduğunuz saatlerde ise kambur oturmamaya kesinlikle dikkat etmelisiniz.

Yine harekete ilişkin bir diğer konu da düzenli fiziksel aktivite. Eğer imkanınız varsa yüzme gibi tüm kas gruplarını çalıştıran egzersizleri tercih edebilirsiniz. Ancak haftada 3-4 gün 45’er dakikalık tempolu yürüyüşler yapmak da ihtiyacınız olan fiziksel aktiviteyi karşılayacaktır.

Selülitlerle mücadelede, art arda günler yüksek topuklu ayakkabılar giymemek ve vücudunuzu düzenli olarak nemlendirmek de diğer önemli adımlar arasında yer alıyor.

Bol su içmek her konuda olduğu gibi selülit oluşumuna karşı da çok etkili

Neredeyse yayınladığımız her yazıda yeterli miktarda su içmenin olumlu etkilerinden bahsediyoruz ve saymakla bitiremiyoruz. Suyun en önemli etkilerinden biri de vücutta dolaşımı düzenlemesi. Hücrelere oksijen ve besin ögelerinin taşınmasını, atıkların taşınarak böbreklerden atılmasını sağlayan su, aynı zamanda ağız, göz ve burun gibi vücut dokularının da nem dengesini koruyor. Cildin taze, pürüzsüz ve nemli görünmesinde oldukça etkili oluyor.

Yeterli su içmenin aynı zamanda vücutta oluşabilecek ödemin önlenmesinde de ciddi bir etkisi bulunuyor. Yeterli miktarda su içmediğinizde vücudunuz bunu bir tehlike olarak algıladığından vücudunuzda var olan suyu saklamaya başlıyor. Bu durum ise vücudunuzda su toplanmasına ve özellikle el ve ayaklarınızda ödem oluşumuna neden oluyor. Zaman içerisinde doku boşluklarında biriken bu su ise selülitlere dönüşüyor.

Selülitlere karşı beslenmenizde yer verebileceğiniz bazı etkili besinler için “Selülitle mücadelede 5 etkili yöntem” başlıklı yazımıza da göz atmayı unutmayın.