Bul
App Store Google Play

Diyetkolik'i telefonunda kullan

sitede bul
Reklamsız Kullan
facebooktwitterlinkedinwhatsappmail
Diyetkolik Diyetisyenim 22.03.2020 5 dakikada okunur
yorumlar
0
kaydet

Bağışıklık sistemini doğal yollarla güçlendirmenin 11 yolu

Beden sağlığı, her şeyden önce güçlü bir bağışıklık sistemini gerektirir. Yapmamız gereken en önemli şey, bağışıklığın temelini, yani bağırsakları güçlendirmeye dair harekete geçmek.

Bağışıklık sistemini doğal yollarla güçlendirmenin 11 yolu

Beden sağlığı, her şeyden önce güçlü bir bağışıklık sistemini gerektirir. Bağışıklık sisteminin ideal bir şekilde işlemesini sağlamanın birçok yolu var; bunu yalnızca zararlı alışkanlıklardan, stres kaynaklarından ya da toksinlerden uzak durarak değil, doğal bağışıklık destekleyicilerini benimseyerek ve bağışıklığı tetikleyen davranışlar edinerek de başarabiliriz.

Yapmamız gereken en önemli şey, bağışıklığın temelini, yani bağırsakları güçlendirmeye dair harekete geçmek. Kronik alerjiler, sıklıkla görülen enfeksiyonlar ve otoimmün problemler; mikrobiyom ve sindirim sistemi sağlığının bir miktarda olsa zarar görmesi olası. Ancak bağırsak sağlığının güçlenmesi demek, daha az hastalık, daha az alerji ve otoimmün hastalık riskinde düşüş demek.

Sindirim sistemini doğal yollarla güçlendirmenin yolları

1.    Geniş kapsamlı probiyotik kullanın

Lactobacillus ve Bifidobacterium, doğuştan itibaren bağırsaklarımızda bulunan en önemli bakteri aileleridir ve bağışıklık sistemimizi pozitif yönde etkiledikleri bilinmektedir. İçeriğinde 30 milyar koloni bulunduran takviyeleri tercih edin ve hasta olduğunuzda dozu iki katına çıkarın. Ayrıca doğaları gereği fermente halde olan yoğurt ve kefir gibi gıdaları da günlük rutininizin bir parçası haline getirmeyi unutmayın.

2.    Mümkün olduğunca ilaç kullanmaktan kaçının

Bağırsak mikrobiyomumuzun, bir haftalık antibiyotik tedavisini atlatması 3 ila 6 haftayı bulur. Bu yüzden antibiyotik alternatiflerine yönelmek, akıllıca bir tercih. Bazı durumlarda kullanımları şart olsa da bekleyip görebileceğiniz ya da başka bir seçeneğe yönelebileceğiniz durumları gözden kaçırmayın. Ayrıca tükettiğiniz etlerin organik olduklarından emin olun ki kimyasal muamele görmüş hayvanlardan antibiyotik kalıntılar almayın. Mide asidini azaltan ilaçlardan da kaçınmak gerek; çünkü parazitlerle, bakteri ve virüslerle mücadelede sağlıklı mide asidine sahip olmak gerekiyor. Bağırsaklara hasar verebilen ağrıkesicileri – ibuprofen gibi steroid olmayan anti-inflamatuarları – kullanmamaya çalışın.

3.    Bu üçlüye öncelik verin: Çinko, D viamini, C vitamini

Bağışıklık sistemini destekleyen birçok vitamin ve mineral olsa da özellikle kronik enfeksiyonlarla uğraşıyor ve sık sık hasta oluyorsanız aağıdaki mineral ve vitaminleri barındıran besinleri günlük bir şekilde hayatınıza sokmalısınız:

Çinko:  Günde 15 ila 30 mg çinko, bağışıklık sistemini birçok yönden etkiler ve serbest radikallerle mücadelede antioksidan görevi görür.

D vitamini: Otoimmün hastalıkların tedavisi ve önlenmesi açısından günde 2000 IU D vitamini elzemdir.

C vitamini:  C vitamininde yetersizlik, soğuk algınlığının süresinde ve sıklığında artış ile birlikte bağışıklık sistemindeki kusurlarla ilişkilendirilir. Günde 1500 mg. C vitamini, enfeksiyon hastalıklara karşı koruma sağlayan kritik bir serbest radikal savaşçısıdır. 

4.    Kolostrum deneyin

Emzirilen bebekler, annelerinden koruyucu antikorlar alırlar. Bu maddeler, bağışıklık sisteminin gelişim halinde olduğu ilk yıllarda koruyucu görev yaparlar. Kolostrum ise emziren memelilerin ilk sütüne verilen isimdir; zengin bir koruyucu antikor kaynağı olan bu süt, yapısında laktoferin gibi anti-inflamatuarlardan da bolca bulundurur. Kolostrumun bu gücünde faydalanmak, yetişkinlik yıllarında da mümkün; inek ve keçi gibi memelilerden elde edilen sütü içeceklerinize karıştırarak tüketebilirsiniz. 

5.    Kemik suyu tüketin

Beslenme düzenine organik kemik suyu entegre etmek, bağışıklık sisteminiz için yapabileceğiniz en iyi şeylerdendir. Kemik suyunda bulunan doğal jelatin, kolajen ve aminoasitler bağırsakları destekler, yara iyileşmesini hızlandırır ve bağışıklık hücrelerinin sağlığını destekler. 

6.    Mantarlara ağırlık verin

En güçlü bağışıklık destekleyicisi, anti-viral ve anti-kanser bileşenler, mantarlarda bulunur. Örneğin yenemeseler de reishi mantarları, güçlü anti-viral ve anti-kanser özelliklere sahiptirler, kapsül şeklinde takviye olarak tüketilebilirler. Shiitake mantarları beta-glukan adında, bağışıklık sistemini uyaran ve beyaz kan hücrelerini güçlendiren bir madde içerirken, maitake mantarları bağışıklık hücrelerinin bakterileri çevreleme becerilerini güçlendirir.

7.    Güneşin gücünden destek alın

Bağışıklık hücreleri, D vitamininden pozitif yönde etkilenirler ve elbette ki en iyi D vitamini kaynağı, güneş ışığıdır. D vitamini yetersizliğinin enfeksiyon ve bağışıklık hastalıkları artışı ile ilişkilendirildiğini unutmamak gerek.

8.    Enfeksiyonlardan korunmak adına doğal anti-mikrobiyallere yönelin

Anti-mikrobiyal gıdalar, günlük olarak tüketildiklerinde bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olurlar. Örneğin çiğ sarımsağın çok güçlü anti-mikrobik ve anti-viral özellikleri vardır. Sarımsağın yapısında bulunan allicin bileşeninin, SIBO gibi sindirim sistemi enfeksiyonlarını iyileştirdiği ve parazitleri öldürdüğü bilinmektedir. Enfeksiyon semptomları fark ettiğiniz anda, günde bir diş çiğ sarımsak yemeli ya da konsantre allicin özü tüketmelisiniz.Kekik yağı da uzun yıllardır doğal bir anti-mikrobik ve anti-viral olarak kullanılmaktadır. Antibiyotik dirençli stafilokok enfeksiyonlarının tedavisinde topikal olarak kullanılabilir, mantar enfeksiyonları için ağız yolu ile tüketilerek denenebilir. 

9.    Egzersiz yapın

Egzersiz yapmanın kalp ve ruh sağlığı ve kilo dengesi açısından ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz. Peki ya fiziksel aktivitenin enfeksiyonlara karşı antikor tepkimiz üzerindeki olumlu etkileri? Ancak vücudu aşırı bir şekilde zorlamamak gerekiyor; çünkü dinlenmeden yapılan uzun süreli ve ağır egzersizler, enfeksiyonlara eğilimin ve yaralanma sıklığının artması ile ilişkilendiriliyor. 

10.    Yatağınıza gidin

Kronik uykusuzluk ve uyku-uyanıklık döngüsünde bozukluklar, inflamatuar bağışıklık tepkilerinin tetiklenmesine sebep olur. Uyku yetersizliği, kritik bir bağışıklık hücresi olan T hücrelerinin aktivitesini düşürür ve bağışıklık sisteminin aşılara tepkisini zayıflatır. Bu yüzden düzenli olarak 7-8 saat uyumaya çalışın ve sabahlamaktan kaçının. 

11.    Stres seviyenize müdahale edin

Kronik stres, kortizol hormonunu salgılayarak bağışıklık tepkilerimizi bastırır. Kortizol, T hücrelerinin üreme ve vücuttan sinyaller alma yetilerini aksatır. Ayrıca sekretuvarIgA adındaki önemli bir antikorun üretimini yavaşlatır – ki bu antikor, solunum ve bağırsak yollarının işgalci patojenlere karşı ilk savunma aracıdır. 

Kaynak
 

facebook twitter linkedin whatsappmail

İlk yorumu sen yap

Yorum yapan