Bahar yorgunluğu ve depresyonla başa çıkma rehberi
Uyku alışkanlıkları, su tüketimi, beslenme düzeni ve daha pek çok şey bahar yorgunluğuna yol açabiliyor. Mevsim geçişlerinde bu durumla karşılaşmak istemiyorsanız "Bahar yorgunluğuna ne iyi gelir?" sorusunun cevaplarına bir göz atın.
Güneşli, cıvıl cıvıl yaz günleri yerini soğuk ve kapalı sonbahara bırakırken pek çok kişi yorgunluktan, iyi uyuyamamaktan, zor uyanmaktan, enerji düşüklüğünden ve daha depresif bir ruh haline bürünmüş olmaktan şikayet ediyor.
Mevsim geçişlerinde hissedilen bu yorgunluk haline bir de yanlış beslenme alışkanlıkları eklenince şikayet konuları daha da artıyor. Beslenme konusunda özellikle yeterince besin almamak, yanlış diyetler uygulamak, gerekli vitamin ve mineral desteğini sağlayamamak, yeterince su içmemek gibi yanlışlar gün içinde daha bitkin hissetmeye neden oluyor. Bu durumlar aslında bedeninizi yeterince iyi dinlemediğiniz ve vücudunuzun değişen koşullarla birlikte farklılaşan ihtiyaçlarını karşılayamadığınız anlamına geliyor. Fakat telaşa gerek yok! Mevsimsel yorgunlukları ve kötü ruh halini besin destekleriyle ve varsa eksiklerin tamamlanmasıyla ortadan kaldırmak mümkün.
Vücudunuzu hangi tip besinlerle desteklemelisiniz?
Bugünlerde kendinizi sürekli yorgun hissediyorsanız, sabahları yataktan kalkmak sizin için bir eziyet haline geldiyse, bitmek bilmeyen bir uyuma isteğiniz varsa ve zaman zaman kolunuzu kaldıracak gücü kendinizde bulamıyorsanız doğru besin seçimleri yapmak kurtarıcınız olabilir.
Besinler aracılığıyla yeterli miktarda demir, folik asit, B ve C vitamini almak; magnezyum, potasyum, selenyum ve çinko içerikleri yüksek besinlere ve Omega-3 yağ asitleri açısından zengin gıdalara beslenme düzeninde daha sık yer vermek; kan şekerini dengede tutan besinlere yönelmek yorgunluk ve depresif ruh halinden kurtulmanın en önemli adımları arasında.
Vitamin ve mineral desteği şart
B ve C grubu vitaminlerinin yorgunluğu azalttığı birçok bilimsel araştırma tarafından kanıtlandı. Bu noktada takviyelerdense bu vitaminleri içeren besinleri doğrudan almanız daha doğru. Bu yüzden C vitamini içeren turunçgiller grubu (portakal, greyfurt, mandalina, limon), yeşil sebzeler (maydanoz, yeşil biber, kara lahana) ve özellikle de kuşburnu beslenmenizde önemli bir yere sahip olmalı. B grubu vitaminleri açısından zengin olan tahıllar ve hayvansal besinler de yorgunlukla mücadelede önemli bir yer tutuyor.
Magnezyum ve potasyum desteğinin de kronik yorgunluk ve depresyon üzerinde olumlu etki gösterdiği biliniyor. Dolayısıyla magnezyumun en iyi kaynakları olan kuru baklagiller, tam tahıllı ürünler ve yeşil yapraklı sebzeleri düzenli şekilde tüketmelisiniz. Potasyum desteğini ise fındık, fıstık benzeri kuruyemişler ile kuru baklagillerden sağlayabilirsiniz.
Omega-3 ile depresyon arasında da göz ardı edilemeyecek kadar ciddi bir ilişki var. Özellikle de mevsim geçişlerinde balık tüketimi daha da önem kazanıyor. Hazır balık sezonu da açılmışken balık yediğiniz gün sayısını haftada üçe çıkartabilirsiniz. Yine de yetersiz aldığınızı düşünüyorsanız takviye düşünebilirsiniz fakat ilk hedefiniz Omega-3 ihtiyacınızı besinlerle karşılamak olmalı.
Yorgunluğunuz ve depresif ruh halinizin sebebi kansızlık olabilir
Besinlerle yeterli miktarda demir, folik asit ve B12 vitamini almıyor olmanız da kansızlık sorununa, dolayısıyla yorgunluğa ve kötü bir ruh haline bürünmenize neden olabilir. Eğer uzun süredir kan değerlerinize baktırmadıysanız ve bitmeyen bir yorgunluk döneminin içindeyseniz en yakın zamanda baktırmayı ihmal etmeyin. Sonuçlara göre doktorunuzun da tavsiyesiyle takviye almanız gerekebilir. Kırmızı et, yumurta gibi demir içeriği yüksek ve ıspanak, kuru baklagil gibi folik asit ve B12 yüklü besinlerle beslenmenizi de destekleyin.
Zerdeçal da özellikle içerisindeki etken madde kurkuminin etkilerinden ötürü yorgunluk ve depresyon tedavisinde başvurulan bir besin. Bu yüzden yemeklere, salatalara ve çaylara ekleyerek bol bol zerdeçal tüketmeyi alışkanlık haline getirin. Konuyla ilgili “Zerdeçalın içindeki kurkumin gerçekten de her şeye iyi geliyor mu?” başlıklı içeriği de okumadan geçmeyin.
Su tüketimi ve uyku alışkanlıkları bu dönemde daha da önem kazanıyor
En önemli fakat en çok atlanan konulardan biri de su tüketimi. Yetersiz su tüketimi özellikle mevsim geçişlerinde daha da fazla yorgunluğa ve halsizliğe yol açıyor. Bu durumun önüne geçmek için sabah yataktan kalktığınızda ya da iş yerinde yorgun hissettiğinizde ilk olarak koca bir bardak su için. Bu alışkanlığı edindiğinizde kendinizi daha iyi hissetmeye başladığınızı göreceksiniz. "Su tüketimini artırmak isteyenler için 6 basit yöntem" içeriği sayesinde bunu çok daha kolay bir şekilde başarabilirsiniz.
Mevsim geçişlerinde uyku alışkanlıkları da dikkat etmeniz gereken bir diğer konu. Elbette yetersiz ve kalitesiz uyku yorgunluğun en önemli nedenlerinden. Uyku öncesi ağır yemek yemek, fazla miktarda çay ve kahve içmek ya da istenmeyen bazı ruhsal sorunların oluşması uyku kalitenizi düşürüyor ve haliyle ertesi gün yorgun ve güçsüz hissetmenize neden oluyor. Bu olumsuz durumlarla karşılaşmamak için her zaman, özellikle de mevsim geçişlerine denk gelen aylarda düzenli şekilde ortalama 7-8 saat uyumaya, gece yatmadan en az 2-3 saat önce yeme ve içmeyi kesmeye, uykuya dalma problemi yaşıyorsanız da papatya çayı gibi sakinleştirici bir bitki çayı içmeye özen gösterin.
Tüm bu noktalara dikkat edip gerekli önlemleri alarak kötü ruh haline bürünme ve yorgunluk şikayetlerinizi önemli ölçüde arkanızda bırakabilirsiniz.
