Bul
App Store Google Play

Diyetkolik'i telefonunda kullan

sitede bul
Reklamsız Kullan
facebooktwitterlinkedinwhatsappmail
Diyetkolik Diyetisyenim 10.08.2023 12 dakikada okunur
yorumlar
0
kaydet

Çiğ et yemenin zararları nelerdir?

Yedikleriniz sizi tehlikeye atabilir! Bakteri enfeksiyonları ve sindirim sorunlarınızın sebebi çiğ et tüketimi olabilir mi?

Çiğ et yemenin zararları nelerdir?

Çiğ etin tüketilmesi en genel açıklamasıyla gıda zehirlenmelerine yol açabilir. Çiğ ette bulunan doğal olarak var olan mikroorganizmalar, çiğ etin uygun şekilde saklanmaması veya işlenmemesi durumunda çoğalabilir ve toksinler üretebilir. Bu toksinler, tüketildiğinde sağlık sorunlarına yol açabilir. Çiğ ette bulunan bakteriler, özellikle Salmonella ve Campylobacter gibi türler, gıda zehirlenmelerine neden olabilir ve ishal, karın ağrısı, ateş gibi semptomlara yol açabilir.

Çiğ et yemenin zararları arasında birkaç önemli faktör bulunmaktadır. İlk olarak, çiğ ette bulunan patojen mikroorganizmaların tüketiciye bulaşma riski vardır. Özellikle Escherichia coli O157:H7 gibi gıda kaynaklı patojenler, çiğ etin tüketilmesiyle insanlara bulaşabilir. Bu patojenin bulaşma yollarının tam olarak bilinmesi ve yayılmasını önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Genel olarak çiğ et yemenin zararlarına baktığımızda aşağıdaki başlıklar karşımıza çıkar:

  1. Bakteri enfeksiyonları

  2. Parazitler

  3. Sindirim sorunları

  4. Besin zehirlenmeleri

  5. Besin değerinin kaybı

Bakteri enfeksiyonları

Çiğ et yemeyle ilgili yapılan araştırmalarda karşılaştığımız bakteri virüsleri sağlık çeşitli sorunlara neden olabilir. Örneğin, Brucella bakterisi çiğ et tüketimiyle bulaşabilir ve bruselloz adı verilen bir enfeksiyona yol açabilir. Bu brucella bakterisi, çiğ köfte gibi çiğ et içeren geleneksel tüketimin yaygın olduğu daha sık görülebilir. 

Çiğ etin tüketilmesi ayrıca E. coli O157:H7 gibi patojen bakterilerin bulaşma riskini de taşır. Bu bakteri de diğerleri gibi yani çiğ etin tüketilmesiyle insanlara bulaşabilir ve ciddi sağlık oyunlarına yol açabilir. Bunun yanı sıra, çiğ ette bulunan mikroorganizmaların ürettikleri toksinler de sağlık sorunlarına neden olabilir. Örneğin, Staphylococcus aureus bakterisi, çiğ ette bulunabilir ve enterotoksin adı verilen bir toksin üretebilir.

Parazitler

Trichinella türü parazitler de çiğ et tüketimiyle bulaşabilir ve trichinelloz adı verilen bir konstipe yol açabilir. Bu parazit, çiğ veya az çiğ etin tüketilmesiyle insanlara bulaşabilir ve kas ağrısı, ateş, ödem gibi standartlara neden olabilir. Ayrıca, Toxoplasma gondii adlı parazit de çiğ et tüketimiyle bulaşabilir ve toksoplazmoz adı verilen bir enfeksiyona yol açabilir. Bu enfeksiyon, genellikle hafif semptomlarla seyreder, ancak hamile kadınlarda ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Bunun yanı sıra, çiğ ette bulunan diğer parazitler arasında Taenia saginata (boğa tenyası) ve Taenia solium (domuz tenyası) gibi sestodlar da bulunur. Bu parazitler, çiğ etin tüketilmesiyle insanlara bulaşabilir ve gastrointestinal semptomlara, besin emiliminde bozukluğa ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. Sonuç olarak, çiğ et tüketimiyle birlikte çeşitli parazitlerin insanlara bulaşma riski vardır. Bu nedenle, çiğ etin uygun şekilde işlenmesi, pişirilmesi ve tüketilmesi önemlidir. Ayrıca, hijyenik koşulların sağlanması ve etin kaynaklandığı hayvanların sağlık durumunun kontrol edilmesi de önemli önlemlerdir.

Sindirim sorunları

Çiğ et tüketimi sindirim sistemi sorunlarına yol açabilir. Çiğ etin sindirimi zor olabilir ve sindirim sisteminde çeşitli sorunlara neden olabilir. Özellikle çiğ ette bulunan doğal olarak var olan mikroorganizmalar, çiğ etin uygun şekilde saklanmaması veya işlenmemesi durumunda çoğalabilir ve sindirim sistemi enfeksiyonlarına neden olabilir. Bu enfeksiyonlar, ishal, karın ağrısı, kusma gibi semptomlara yol açabilir.

Çiğ etin sindirimi için mide asidi ve enzimlerin yeterli düzeyde olması gerekmektedir. Yeterli olmadığında çiğ et tüketimi sindirim sistemi sorunlarına yol açabilir. Çiğ etin uygun şekilde işlenmesi, pişirilmesi ve tüketilmesi çok önemlidir. Etin yeterince pişirilmesi, mikroorganizmaların öldürülmesi ve sağlıklı bir şekilde tüketilmesi için gereklidir. Ayrıca, hijyenik koşulların sağlanması, çiğ etin uygun şekilde saklanması ve etin kaynaklandığı hayvanların sağlık durumunun kontrol edilmesinin önemini tekrar ve tekrar belirtmemiz de fayda vardır.

Besin zehirlenmeleri

Besin zehirlenmeleri, çiğ etin uygun şekilde saklanmaması, hijyenik koşulların sağlanmaması veya yeterince pişirilmemesi gibi faktörlerle ilişkilidir. Çiğ etin tüketilmeden önce yeterince pişirilmesi, bakteri ve parazitlerin öldürülmesi için önemlidir. Ayrıca, çiğ etin uygun şekilde saklanması ve hijyenik koşulların sağlanması da besin zehirlenmelerini önlemek için önemlidir.

Besin zehirlenmelerinin önlenmesi için çiğ etin uygun şekilde işlenmesi ve pişirilmesi gerekmektedir. Etin iç sıcaklığının yeterince yükselmesi ve tüm bölgelerin pişirilmesi önemlidir. Ayrıca, çiğ etle temas eden yüzeylerin ve ekipmanların temiz tutulması da önemlidir. El hijyenine dikkat etmek ve çiğ etle temas ettikten sonra elleri yıkamak da besin zehirlenmelerini önlemek için önemli adımlardır.

Besin değerinin kaybı

Çiğ etin tüketimi, besin değeri kaybına neden olabilir. Çiğ etin pişirilmesi, besinlerin sindirilebilirliğini artırır ve besin değerini korur. Pişirme işlemi, proteinlerin yapılarını değiştirerek sindirilebilirliklerini artırır ve amino asitlerin biyoyararlanımını iyileştirir. Ayrıca, pişirme işlemi, yağların erimesini sağlar ve vitaminlerin kaybını önler. Örneğin, çiğ ette bulunan B12 vitamini, pişirme işlemiyle daha iyi emilir hale gelir.

Çiğ etin tüketimiyle besin değeri kaybı yaşanabilir. Özellikle çiğ ette bulunan B vitaminleri, demir ve çinko gibi mineraller, pişirme işlemiyle daha iyi emilir hale gelir. Ayrıca, çiğ ette bulunan bazı enzim inhibitörleri, pişirme işlemiyle etkisiz hale gelir ve besinlerin sindirimi ve emilimi artar. Ancak, pişirme işlemiyle bazı besinlerin kaybı da yaşanabilir. Örneğin, suda çözünen vitaminler (C vitamini gibi) ve bazı B vitaminleri, yüksek ısıya maruz kaldığında kaybolabilir. Ayrıca, uzun süreli pişirme işlemleri, besinlerin besin değerini azaltabilir. Bu nedenle, etin uygun şekilde pişirilmesi ve aşırı pişirme işlemlerinden kaçınılması önemlidir.

Sonuç olarak, çiğ etin tüketimi besin değeri kaybına neden olabilir. Pişirme işlemi, besinlerin sindirilebilirliğini artırır ve besin değerini korur. Ancak, aşırı pişirme veya uzun süreli pişirme işlemleri, bazı besinlerin kaybına neden olabilir. Bu nedenle, etin uygun şekilde pişirilmesi ve besin değerinin korunması için dikkatli olunmalıdır.

Çiğ et çok yenirse ne olur?

Çiğ etin aşırı tüketimi çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Aşırı miktarda çiğ et tüketimi, sindirim sistemi sorunlarına, besin zehirlenmelerine ve parazit enfeksiyonlarına neden olabilir. Çiğ ette bulunan bakteri ve parazitler, tüketildiğinde insan sağlığını olumsuz etkileyebilir. Özellikle Salmonella, Campylobacter, Trichinella spiralis ve Toxoplasma gondii gibi patojenler, çiğ etin tüketilmesiyle besin zehirlenmelerine ve enfeksiyonlara yol açabilir. Besin zehirlenmeleri, ishal, kusma, karın ağrısı gibi sindirim sistemi semptomlarına neden olabilir. Ayrıca, parazit enfeksiyonları da benzer semptomlara ek olarak kas ağrısı, ateş, ödem gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Aşırı miktarda çiğ et tüketimi, bu sağlık sorunlarının riskini artırabilir. Ayrıca, çiğ etin aşırı tüketimi, besin değeri kaybına da yol açabilir. Çiğ etin aşırı tüketimiyle, besinlerin sindirimi ve emilimi zorlaşabilir, bu da besin değeri kaybına neden olabilir.

Özet olarak, çiğ etin aşırı tüketimi sağlık sorunlarına yol açabilir. Sindirim sistemi sorunları, besin zehirlenmeleri ve parazit enfeksiyonları gibi sağlık sorunları riskini artırabilir. Ayrıca, besin değeri kaybı da yaşanabilir. Bu nedenle, çiğ etin uygun şekilde işlenmesi, pişirilmesi ve tüketilmesi önemlidir. 

Çiğ et yeme isteği neden olur?

Çiğ et yeme isteği, birçok faktörden etkilenebilir. İnsanların çiğ et yeme isteği, kişisel tercihler, kültürel faktörler, besin alışkanlıkları, duygusal durumlar ve diğer çevresel etkenler tarafından şekillenebilir.

Bazı insanlar, çiğ etin doğal tadını ve dokusunu sevdikleri için çiğ et yeme isteği duyabilirler. Ayrıca, bazı kültürlerde çiğ et tüketimi yaygın olabilir ve bu da çiğ et yeme isteğini artırabilir. Duygusal durumlar da çiğ et yeme isteğini etkileyebilir. Örneğin, stresli veya duygusal olarak zor bir dönemde olan insanlar, çiğ et gibi besinlere yönelebilirler. Bu, duygusal bir rahatlama veya tatmin hissi sağlama amacıyla olabilir.

Bununla birlikte, çiğ et yeme isteği bazen besin eksiklikleriyle ilişkilendirilebilir. Örneğin, demir veya protein eksikliği olan kişiler, çiğ etin bu besinleri daha yoğun bir şekilde içerdiğini düşünerek çiğ et yeme isteği duyabilirler. 

Çiğ et yemenin nedenlerini listelemek gerekirse:

  • Pika sendromu

  • Demir eksikliği

  • Anemi

  • Protein eksikliği

  • Kültürel etkiler

  • Aroma ve tat

Pika sendromu

Pika sendromu, kişinin istemsiz olarak olmayan yiyecek maddelerini yemesi veya yabancı nesneleri tüketme davranışını içeren bir durumdur. Bu davranış, normal beslenme ihtiyaçlarını karşılamaktan ziyade, genellikle besin olmayan maddelerin (örneğin toprak, kum, kağıt, saç, kumaş vb.) tüketilmesiyle karakterizedir. Pika sendromu, genellikle çocukluk döneminde görülür, ancak yetişkinlerde de görülebilir. 

Pika sendromunun kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabileceği düşünülmektedir. Bu faktörler arasında beslenme eksiklikleri, demir veya çinko gibi mineral eksiklikleri, duygusal stres, zihinsel veya gelişimsel bozukluklar, otizm spektrum bozukluğu ve obsesif-kompulsif bozukluk gibi psikiyatrik durumlar yer alabilir.

 Pika sendromu aynı zamanda sindirim sistemi sorunlarına yol açabilir. Yabancı maddelerin tüketimi, gastrointestinal tıkanıklıklara, mide veya bağırsak perforasyonuna, besin emiliminde bozukluğa ve besin zehirlenmelerine neden olabilir. Ayrıca, yabancı maddelerin tüketimiyle birlikte enfeksiyon riski de artabilir.

 Pika sendromunun tedavisi, altta yatan nedenlerin belirlenmesini ve uygun müdahalelerin yapılmasını gerektirir. Beslenme eksiklikleri varsa, besin takviyeleri veya diyet düzenlemeleri yapılabilir. Psikiyatrik veya duygusal sorunlar varsa, terapi veya ilaç tedavisi önerilebilir. Ayrıca, pika davranışını engellemek için çevresel önlemler alınması da önemlidir.

Ayrıca, pika sendromu ile çiğ et yeme isteği arasında kesin bir bilgi bulanamamakla birlikte yapılan araştırmalar da azdır.

Demir eksikliği

Demir eksikliği anemisi, vücutta yeterli miktarda demir bulunmadığında ortaya çıkan bir durumdur. Demir, kırmızı kan hücrelerinin yapısında yer alan hemoglobinin oluşumu için gereklidir. Demir eksikliği anemisi, demirin yetersiz alınması, emiliminin az olması veya vücutta demirin kaybedilmesi gibi nedenlerle oluşabilir.

 Demir eksikliği anemisi, birçok belirti ve semptomla kendini gösterebilir. Bunlar arasında halsizlik, yorgunluk, soluk cilt, nefes darlığı, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, konsantrasyon güçlüğü, hafıza sorunları, çarpıntı, dilde şişlik veya düzleşme, kırılgan tırnaklar ve saç dökülmesi yer alabilir. Ayrıca, bazı kişilerde pika sendromu olarak adlandırılan, istemsiz olarak olmayan yiyecek maddelerini yeme davranışı da görülebilir. 

Demir eksikliği anemisi teşhisi, kan testleriyle yapılır. Kan testi sonuçlarına göre, demir eksikliği anemisi tanısı konulabilir ve tedavi planı oluşturulabilir. Tedavi genellikle demir takviyeleri veya demir açısından zengin besinlerin tüketimi yoluyla gerçekleştirilir. Demir takviyeleri genellikle ağızdan alınır, ancak bazı durumlarda intravenöz yolla verilebilir. 

Demir eksikliği anemisi, demir eksikliğinin nedenlerine bağlı olarak önlenmesi veya tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Sağlıklı bir beslenme düzeni, demir açısından zengin besinlerin tüketimi ve demir emilimini artırmak için C vitamini gibi demir emilimini destekleyen besinlerin alınması önemlidir. Ayrıca, demir eksikliği anemisi belirtileri olan kişilerin doktorlarıyla görüşmeleri ve uygun tedavi planını takip etmeleri önemlidir.

Çiğ et tüketimi, demir açısından zengin bir kaynak olabilir. Kırmızı et, özellikle dana eti, demir açısından zengin bir besindir. Ancak, çiğ etin tüketimiyle demir eksikliği anemisi arasındaki ilişkiyi belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Anemi

Demir eksikliği anemisi, demirin vücutta yeterli miktarda bulunmaması nedeniyle kırmızı kan hücrelerinin normal şekilde oluşamamasına ve oksijen taşıma kapasitesinin azalmasına yol açar. Bu durumda, kişi halsizlik, yorgunluk, soluk cilt, nefes darlığı, baş dönmesi, kalp çarpıntısı gibi semptomlar yaşayabilir. 

Anemi, altta yatan nedenin belirlenmesi ve tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Demir eksikliği anemisi, demirin yetersiz alınması veya emiliminin az olması nedeniyle ortaya çıkar. Bu nedenle, demir eksikliği anemisi olan kişilerin demir açısından zengin besinleri tüketmeleri ve demir takviyelerini kullanmaları önemlidir. Beslenme düzeni ve demir takviyeleri konusunda doktorunuzdan veya bir beslenme uzmanından tavsiye almanız önemlidir.

Anemi genellikle demir eksikliği, vitamin eksikliği, kronik hastalıklar veya kan kaybı gibi faktörlerle ilişkilendirilir. Demir eksikliği anemisi, demirin yetersiz alınması veya emiliminin az olması nedeniyle ortaya çıkar. Çiğ et, demir açısından zengin bir kaynak olabilir, ancak çiğ et tüketimi ile anemi arasındaki ilişkiyi belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Protein eksikliği

Protein eksikliği, vücutta yeterli miktarda sağlıklı proteinin bulunmaması durumudur. Proteinler, vücut için temel yapı taşlarıdır ve birçok önemli işlevi yerine getirirler. Proteinler, kasların, dokuların ve organların yapısını oluştururken, enzimlerin, hormonların ve antikorların üretiminde de rol oynarlar.

Protein eksikliği, yetersiz beslenme veya emilim bozukluğu gibi faktörler nedeniyle ortaya çıkabilir. Yetersiz protein alımı veya emilimi, vücutta protein sentezini ve onarımını etkileyebilir. Bu durum, kas kaybı, zayıf bağışıklık sistemi, yavaş yara iyileşmesi, saç dökülmesi, cilt problemleri ve büyüme ve gelişme sorunları gibi çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.

Protein eksikliği olan kişilerin protein açısından zengin besinleri tüketmeleri önemlidir. Et, balık, tavuk, yumurta, süt ürünleri, baklagiller, kuruyemişler ve tohumlar gibi protein kaynakları, vücut için gerekli olan amino asitleri sağlar. Ayrıca, protein takviyeleri veya besin takviyeleri de kullanılabilir. Protein eksikliği, sağlıklı bir beslenme düzeni ve yeterli protein alımıyla önlenebilir. Dengeli bir beslenme planı oluşturmak ve protein açısından zengin besinleri tüketmek, vücudun ihtiyaç duyduğu protein miktarını karşılamaya yardımcı olur.

Kültürel etkiler

Bazı kültürlerde çiğ et tüketimi yaygın olabilir ve bu tüketim alışkanlıkları kültürel faktörlerden etkilenebilir. Örneğin, Gürcü mutfağında çiğ etin kullanımı yaygın olabilir. Gürcü mutfağında çökelek çorbası, üzüm papa, un papa ve zsikesma gibi yemeklerde çiğ et kullanıldığı belirtilmektedir. Bununla birlikte, çiğ et tüketimiyle ilgili kültürel etkilerin tam olarak belirlenmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Beslenme alışkanlıkları ve yeme pratikleri, sosyal, kültürel ve çevresel faktörlerden etkilenebilir. Bu nedenle, çiğ et tüketimi ve kültürel etkiler arasındaki ilişkiyi anlamak için beslenme alışkanlıklarının ve yeme pratiklerinin sosyo-kültürel boyutunu inceleyen çalışmalara ihtiyaç vardır.

Aroma ve tat

Aroma ve tat algısı, birçok faktörden etkilenebilir. Pişirme yöntemleri, kullanılan baharatlar ve soslar, etin türü ve kalitesi gibi faktörler aroma ve tat profilini etkileyebilir. Ancak, çiğ et tüketimi ve aroma/tat arasındaki ilişkiyi belirlemek için daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Besinlerin aroma ve tat algısı, bireysel tercihler, kültürel etkiler, genetik faktörler ve çevresel faktörler gibi birçok değişkenden etkilenebilir. 

Çiğ et kaç kaloridir?

Çiğ etin kalori değeri, etin türüne, kesimine ve yağ içeriğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genel olarak, çiğ etin kalori değeri, protein ve yağ içeriğiyle ilişkilidir. Proteinler 4 kalori/g, yağlar ise 9 kalori/g enerji sağlar.

Örneğin, 100 gram çiğ biftek yaklaşık olarak 250-300 kalori içerebilir. Ancak, bu değer etin yağ içeriğine, kesimine ve pişirme yöntemine bağlı olarak değişebilir. Yağsız etler, daha düşük kalori içeriğine sahip olabilirken, yağlı etler daha yüksek kalori içerebilir.

Çiğ etin kalori değerini tam olarak belirlemek için, etin türüne ve kesimine göre besin veri tabanlarından veya beslenme uzmanlarından bilgi almanız önemlidir.

facebook twitter linkedin whatsappmail

İlk yorumu sen yap

Yorum yapan