Bul
App Store Google Play

Diyetkolik'i telefonunda kullan

sitede bul
Reklamsız Kullan
facebooktwitterlinkedinwhatsappmail
Diyetkolik Diyetisyenim 15.10.2019 6 dakikada okunur
yorumlar
1
kaydet

Sebepleri, belirtileri ve tedavisiyle A'dan Z'ye astım hastalığı

Astım krizlerini neler tetikler? Hangi yiyecekler astım hastalığına iyi gelir?

Sebepleri, belirtileri ve tedavisiyle A'dan Z'ye astım hastalığı

Dünyada her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen astım, solunum yollarında meydana gelen kronik bir hastalık. Tedavi süreci zor olmasa da oldukça uzun olan astım hastalığı ilaç tedavisinin yanında gündelik yaşamda da birtakım önlemler almayı gerektiriyor.

Astım nedir?

Çocukluk dönemi başta olmak üzere hemen her yaşta ortaya çıkabilen astım hastalığı, bronşlardaki daralma sonucu gelişen nefes darlığı olarak tanımlanıyor. Soluk borusunun akciğerlere giden kollarından her biri olan bronşlar, çevresel ve fiziksel etkilere karşı aşırı duyarlılık gösterince astım ortaya çıkıyor. Hastalığın atak dönemlerinde, hava yollarını kaplayan mukoza şişerek ciğerlere giden hava akışını engelliyor. Nefes almayı güçleştiren ve astım krizi olarak bilinen bu süreç, pek çok hasta için zor ve sancılı geçerken ilaçların düzenli kullanımı ve alınacak bir dizi önlemle atak sayısı azaltılabiliyor.

Astımın belirtileri nelerdir?

Nefes darlığı, kuru öksürük, nefes alıp verme sırasında hırıltı, göğüs sıkışması gibi semptomlar temel astım belirtileri olarak sayılabilir. Ancak bu tip şikayetleri olan herkesin astım hastalığının olduğunu söylemek elbette mümkün değil. Çünkü belirtilen semptomların sürekliliği, bazı alerjenlere bağlı olarak artışı, gece ya da sabaha karşı ortaya çıkması gibi pek çok değişken astım hastalığının tanı ve teşhisinde önemli rol oynuyor.

Astım, alt ve üst solunum yolu fonksiyonlarına etki ederek hava yollarının tıkanmasına neden oluyor. Astım krizi durumunda hastalar zor nefes alıyor, uzun süren öksürük nöbetleriyle mücadele ediyor ve göğüs sıkışması yaşıyor ancak astım kriz atlatıldıktan sonra bu şikayetler devam etmiyor. Yani astım, tetiklenmediği ve atak halini almadığı sürece gündelik hayatın normal seyrinde ortaya çıkmıyor. Uzmanlara göre ne kadar hasta varsa bir o kadar da tedavi tipi olduğundan, kişinin kendi hastalık öyküsünü ve günlük rutinini bilmesi astım hastalığının tedavisinde oldukça önemli. Böylece hastalık daha kolay kontrol altına alınabiliyor.

En sık rastlanan astım belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

-Kuru, uzun süreli, rahatsız edici öksürük
-Nefes almada zorlanma, nefeste daralma
-Zor nefes almaya bağlı olarak gelişen göğüste sıkışma hissi
-Soluk alıp verirken duyulan, ıslığa benzer hırıltı sesi
-Fiziki egzersiz sonrası tetiklenme

Astım kimi zaman alerjen uyaranlara bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor ve alerjiye yol açan durumlar ortadan kalktığında semptomlar kısmen ya da tamamen yok oluyor.

Alerjik astım nedir?

alerjik astim

Alerjik astım havada bulunan polen, toz ve benzeri alerjen partiküllerin sebep olduğu bir astım türü. Alerjen partiküller vücudun farklı yerlerine yerleşebiliyor. Örneğin bu alerjenler gözlere yerleştiğinde bir göz hastalığı olan alerjik konjonktivite neden olurken ciğerlere yerleştiğinde astıma sebep olabiliyor. Tüm mevsim geçişleri alerjik astımı tetiklese de yaz ve bahar aylarında risk oranı daha fazla artıyor ve özellikle kadınlarda alerjik astıma daha sık rastlanıyor. Tedavi edilmeyen alerjik nezle, zaman içinde alerjik astıma dönüşebiliyor. Mevsimsel ve çevresel faktörler kadar alerjik astım üzerinde etkili olan bir diğer faktör ise genetik yatkınlık.

Astım neden olur?

Her hastalık grubunda olduğu gibi astım şikayetlerinde de belirleyici faktörler kişiden kişiye değişebiliyor. Ancak uzmanların üzerinde uzlaştığı risk faktörleri şöyle sıralanıyor:

-Ailede astım hastalığının yaygın olması
-Erken çocukluk döneminde (özellikle 2 yaşa kadar) ağır solunum yolları rahatsızlıkları geçirmek
-Yüksek risk grubunda olan bazı mesleklerde uzun yıllar çalışmak (kimya, plastik ve kauçuk sanayi, tütün ve çay üretimi, marangozluk ve doğramacılık, veterinerlik ve kümes hayvancılığı, dökümcülük ve kaynakçılık, kuru temizlemecilik ve temizlik işçiliği, fırıncılık, kuaförlük vb)
-Bebeğin embriyo döneminde yetersiz beslenmesi
-Annenin hamileliği sırasında sigara içmesi
-Evde sigara kullanımı
-Bebeklik döneminde alerjen uyaranlara fazlaca maruz kalmak

Astımı tetikleyen faktörler nelerdir?

astim baslangici

Genel anlamda ev tozu akarları olarak kabul edilen ev içi alerjenler, astımlı bireyler için büyük bir risk oluşturuyor. Yün yatak ve yastıklar, halılar, pelüş oyuncaklar ve diğer tüylü ev eşyaları akarların yaşamasına uygun ortamı sağlayarak alerjenlere neden oluyor. Bu yüzden özellikle yatak odalarında pelüş, kadife, yün gibi kumaşların tercih edilmemesi, toz tutacak eşyaların bulundurulmaması ve ortamın sıklıkla havalandırılması gerekiyor.

Evde dikkat edilecek bir diğer önemli nokta ise nem oranı. Çünkü akarlar %45 nem oranının altında ölüyor. Polenler ise alerjik reaksiyonlar başta olmak üzere astımı tetikleyen diğer bir faktör. Hapşırık, göz sulanması, geniz akıntısı ve kaşıntı şikayetleriyle başlayan mevsimsel alerjiler astım hastalığını tetikleyebiliyor. Örneğin şubat-mayıs ayları arasında ağaç polenleri şikayete yol açarken mayıs-haziran döneminde ot polenleri rahatsız edici oluyor.

Astım tedavisinde dikkat edilmesi gerekenler

astim tedavisi

Bilindiği gibi astım tek bir semptom değil, tekrarlanan ve süreklilik arz eden semptomlar bütünü. Bu yüzden belirtiler birkaç kez gözlemlendiğinde doktora başvurulması gerekiyor. Özellikle gece uykudan uyandıracak kadar uzun süren ve rahatsız eden öksürük nöbetlerinin astım başlangıcına işaret edebileceği unutulmamalı.

Diğer bir önemli nokta ise göğüste sıkışma hissi. Kişi eğer hırıltılı nefes ve öksürükle birlikte gelen göğüs sıkışmasını bir haftadan fazla çekiyorsa mutlaka bir uzmana görünmesi gerekiyor. Dudak ve tırnaklardaki morarmalar, konuşma zorlukları, yüksek nabız, kalp çarpıntısı gibi şikayetler yine astım hastalığını işaret ediyor.

Fiziki muayene, solunum testleri, akciğer grafisi ve kanda alerji tetkikleri hastalığın kanıtlanmasında önemli rol oynuyor. Teşhisten sonra hastalığın seyrini yavaşlatmak, astım krizlerinin sıklığını azaltmak için dikkat edilecek en önemli nokta ise astım ilaçları. İlaçlar, hastalığı kontrol eden ve hastayı rahatlatan olmak üzere iki temel grupta toplanıyor. Astım ilaçları ve spreyleri doğru şekilde ve zamanında kullanılarak risk faktörleri en aza indirildiğinde, uyarılar ciddiye alındığında ve astımla nasıl yaşanılacağı öğrenildiğinde hastanın yaşam kalitesi oldukça yükseliyor.

Astım hastaları nasıl beslenmeli?

astima iyi gelen

Dengeli ve yeterli beslenme pek çok hastalıkta olduğu gibi astım tedavisinde de destekleyici ve iyileştirici rol oynuyor. İyi bir beslenme düzeni risk grubundaki kişilerin hastalığa yakalanma oranını düşürdüğü gibi astım hastalarının tedavi sürecini de olumlu etkiliyor. Yapılan araştırmalar da beslenme ve astım ilişkisini üç temel başlık üzerinden kurguluyor.

1-Anne sütü

Özellikle genetik yatkınlığa yol açan astım geçmişi olan ailelerde, bebeklerin ilk 6 ay anne sütü ile beslenmesi özellikle önem teşkil ediyor. Bağışıklık sistemini güçlendiren anne sütü, bebeklerin alerjik reaksiyon göstermelerinin önüne geçerek astım riskini düşürüyor. Yapılan araştırmalar, ilk 4 ay anne sütü alan bebeklerin 6 yaşına kadar astıma karşı belirgin bir direnç kazandığını gösteriyor.

2-Omega-3

Çoklu ve doymamış yağ asitleri olan Omega-3’ler ile astım hastalığı arasında pozitif bir ilişki bulunuyor. Yapılan incelemeler Omega-3 yağ asitlerinin vücuttaki enflamasyonun yapısını değiştirdiğini ve akciğer sağlığını olumlu etkilediğini gösteriyor.

3-Antioksidan ve vitaminler

Hava yolu gelişimi ve sağlığı üzerinde olumlu etkisi olan diğer bir grup ise antioksidan ve vitaminler. Hamilelik döneminden başlayarak yeterli antioksidan ve vitamin alan bebeklerde risk faktörü azalıyor. A, C, ve E vitaminleri alınması gereken vitaminlerin başında geliyor.

Astıma iyi gelen yiyecekler

astima iyi gelen seyler

-Ton balığı, somon, uskumru gibi Omega-3 yönünden zengin yağlı balıklar
-Keten tohumu ve yağı
-Fındık ve ceviz
-Kanola ve soya yağı
-Tahıl taneleri ve kuru baklagiller
-Sarı, turuncu ve yeşil sebzeler
-Taze meyveler
-Süt yağı ve yumurta sarısı

facebook twitter linkedin whatsappmail

Yorumlar

Yorum yapan
Feride Canan Kehya

Feride Canan Kehya Teşekkürler fazlasıyla yardımcı olacak bana

18.10.2019
Yanıtla