FacebookTwitterLinkedinWhatsappMessengerMail
04.06.20194 dakikada okunur.
begenmeler
68
yorumlar
11
kaydet

Bayram sonrası pişmanlık yaşamamanız için 6 öneri

Bayram sırasında bu tavsiyelerimizi uygulayın, sonrasında pişmanlık yaşamayın!

Bayram sonrası pişmanlık yaşamamanız için 6 öneri

Ramazan Bayramı geldi çattı! Bayram demek misafirlik demek, misafirlik demek ikram demek... Eh, bu ikramların da yulaflı yoğurtlardan, meyve ve kuruyemişlerden oluşmadığı hepimizin malumu :) Bayram süresince önlem almazsanız sadece çok fazla kalori almış olmakla kalmaz, mide ve sindirim sorunlarına, gaz problemlerine, ishal, reflü gibi hastalıklara ve insülin düzeylerinde bozukluğa davetiye çıkarırsınız.

Baklavalara, böreklere, kızartmalara karşı gireceğiniz irade savaşını kazanmak için neler yapmalı, bayram sonrasında pişmanlık yaşamamak için nasıl bir yol izlemelisiniz? Bu süreçte ipin ucunu kaçırmamakpo, metabolizmanızı düzene sokmak ve beslenme düzeninize büyük hasarlar vermemek için alabileceğiniz önlemleri sıraladık...

1-Kahvaltı olmazsa olmaz

Ramazan ayında yemek yenilen zaman aralığının kısalığı gün içinde öğün sayısının ikiye düşmesine yol açtı. Bu durum uzun açlık süreleriyle birleşince elbette metabolizmanızın yavaşlaması da kaçınılmaz oldu. Bu noktada bayram boyunca ilk dikkat etmeniz gereken öğün elbette kahvaltı öğünü. Çünkü metobolizma hızınızı artırmanın ve vücudunuzu eski beslenme düzenine döndürmenin yolu ilk olarak güne dengeli ve sağlıklı bir kahvaltıyla başlamaktan geçiyor. Peki bu kahvaltı nasıl olmalı? Kalori miktarı ve yağ içeriği yüksek hamur işi, kızartma gibi besinlere yer vermediğiniz, bunun yerine yumurta, peynir, zeytin, yağlı tohumlar, domates, salatalık, yeşillik ve tam buğday ekmeğinden oluşan besleyici ve bolca çeşit barındıran bir kahvaltı en ideali!

2-Gözünüzü değil, midenizi doyurun

Bir aylık oruç sürecinden sonra bayramda sunulan tatlılara, ikramlara hayır demek o kadar da kolay değil elbette. Ama “ya hep ya hiç” demek de gerekmiyor. İkramları geri çevirmeseniz de porsiyon kontrolü yapabilirsiniz. Örneğin 3 dilim değil, 1 dilim baklava yemek, önünüzde bir tabak çerez varsa 1 avuç değil, 7-8 adet almak önlemlerden bazıları olabilir. Her ikramda bunu yaptığınızda günlük kalori miktarınızda büyük farklılıklar olacağını aklınızdan çıkarmayın!

3-Fazla kafein alımına dikkat!

Bayram gezmelerinde neredeyse ikram edilen her şeye çay ya da kahve eşlik eder. Yiyeceklerin ve tabii sohbetin en güzel eşlikçileri olsalar da ne yazık ki kafein miktarı en yüksek olan içecekler de çay ve kahvedir. Durum böyle olunca gün içinde gidilen her misafirlikte miktarına hiç dikkat etmeden çay ya da kahve içerseniz çarpıntı, uykusuzluk, huzursuzluk, ritim bozukluğu, mide rahatsızlıkları ve ödem sorunuyla karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek olur. Bu yüzden en iyisi gün içinde 3-4 bardak açık çay ve 1-2 fincan kahveyi geçmemeye çalışın. Hatta çay ve kahveye alternatif olarak daha düşük miktarda kafein içeren bitki çaylarını tercih ederseniz ne ala! Böylece metabolizmanızın hızlanması da kolaylaşacaktır.

4-Kan şekerinizi dengeleyin

Bayramda ardı arkası kesilmeyen ikramlar genellikle yüksek şeker içeriğine ve yüksek glisemik indekse sahip besinlerden oluşur. Bu ikramların tamamına hayır diyemiyorsanız süt, kefir, yoğurt gibi süt ürünleriyle ya da  fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişlerle birlikte yiyerek kan şekerinizin aniden yükselmesinin önüne geçebilirsiniz.

5-Su miktarını 2.5-3 litreye çıkarın

Ramazan ayı boyunca süre kısıtından dolayı içilen su miktarı oldukça düşer. Bir de üstüne bayram sırasında içilen çay, kahve, asitli içecek, alkol ve meyve sularının miktarları artınca vücut ihtiyaç duyduğu su miktarına bir türlü kavuşamaz olur!. Ancak unutmayın ki, hiçbir içecek su yerine geçmez. Üstelik bu içecekleri ne kadar içiyorsanız içtiğiniz su miktarını da bir o kadar artırmanız gerekir. Bu yüzden bayram boyunca günde 2.5-3 litre su içmeyi mutlaka alışkanlık edinin. Bayramdan sonra bu alışkanlığı devam ettirmek hiç de zor olmayacak.

6-Daha fazla hareket

Bayram demek tatil demek. Tatil demek dinlenmek demek. Dinlenmek demek hareket etmemek demek... Mi acaba? Eğer böyle düşünüyorsanız hemen silkinip kendinize gelin :) Tatil günlerini hareketsiz geçirmek dinlenmek değil, zamanınızı boşa harcamak ve kendinize kötülük yapmakla eş. Bu günlerde zamanınızı iyi değerlendirerek o kadar çok şey yapabilirsiniz ki! Belirli bir sporla uğraşmıyor ya da spor salonuna gitmiyor olabilirsiniz. Bunlar kesinlikle bahane değil... Zaten havalar böyle güzelken, spor salonuna gitmekten çok daha güzeli açık havada 45-60 dakikalık yürüyüşlere çıkmak. Evde oturmak yerine bir türlü fırsat bulamadığınız herhangi bir semtin sokaklarını arşınlayabilir, sahilde kulağınızda müzikle güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz. Hareket miktarını artırdığınızda sindiriminizin kolaylaştığını, metabolizmanızın hızlandığını, bağırsak faaliyetlerinizin düzenlendiğini fark edeceksiniz. Tabii bu gelişmeler kilo verme ya da kilo kontrolü sürecini de olumlu etkileyecek!

FacebookTwitterLinkedinWhatsappMessengerMail