Elma Sirkesi Hakkında Çarpıcı Bilgiler
Elma sirkesine dair bilmediğiniz bir sürü şeyi öğreneceksiniz!
Mayalar ilk önce gıdalardaki şekeri alkole dönüştürürler daha sonra alkol asetik asit bakterileri tarafından sirkenin ana bileşeni olan asetik aside dönüştürülür. Sirke; insanlar tarafından binlerce yıldır baharat ve gıda koruyucu olarak kullanılmaktadır. Sirkenin antibakteriyel özelliği dışında kan basıncını düşürmesi, kardiyovasküler hastalıkları azaltması, antioksidan aktivitesi ve besin metobolizmasını düzenlemesi, gibi insan sağlığına yararları bulunmaktadır.
Sirke yapımı için en uygun elma türü şeker oranı yüksek kış elmalarıdır. Değişik çeşitlerin bir araya getirilerek kullanılması da sirkeye ayrı bir lezzet katar. Sirke yapımında kaçınılması gereken elma türleriyse ham ve ekşi olanlardır.
Hipokrat sirkeyi enfeksiyon, iltihap ve ülserlerin temizlenmesinde kullanmıştır. Eski bir ilaç olan sirke ve baldan yapılan oksimel, Hipokrat ve arkadaşları tarafından sürekli-öksürük tedavilerinde kullanılmıştır. Gıdaların korunmasında sirkenin antimikrobiyel özelliği son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalarda açıkça gösterilmiştir Uzmanlar yaraların tedavisinde sirke kullanımını tavsiye etmektedirler. Seyreltilmemiş sirke takma dişlerin temizlenmesinde de kullanılabilmektedir.
Sirkenin hemoglobin A1c değerini düşürdüğü ve düzenli sirke kullanımının kan şekeri kontrolü sağladığı tespit edilmiştir. Sirkenin kandaki glikoz ve insulin oranını baskıladığı ve düzenlediği görülmüş ve sirkenin yemeklerden sonra meydana gelen hiperglisemiyi kontrol etmekte kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
Elma sirkesinde aktif bir bileşen olan asetik asidin antiglisemik(şeker düşürücü) özellikte olduğu saptanmıştır. Ayrıca asedik asitin midenin boşaltılmasını yavaşlatmakta, nişasta moleküllerinin tamamen sindirimini engelleyen disakkaritaz aktivitesini düşürerek ve kaslar tarafından glikozun alımını engellediği görüşmüştür.
Sirkede bulunan fenolik maddelerin antioksidan, antitümör, antimutajenik ve antikarsinojenik özelliği ile sağlığımızı koruyucudur. Fenolik maddelerden salisilik asidin enfeksiyon önleme ve keratolitik(ciltte) etki yapma gibi farmakolojik özelliklerinin yanı sıra antibakteriyel aktivitelerinin de olup, ayrıca kafeik, ferulik ve vanilik asit gibi fenoliklerin ise antibakteriyel, antivirüs, antiromatizmal ve ateş düşürücü etkiye sahip olduğu da öne sürülmektedir.
Bilimsel bir çalışmada sirke üretimi sırasında meydana gelen maillard reaksiyonlarıyla oluşan kahverengi polimerlerden olan melanoidinlerin sağlığı koruyan antioksidan aktivitesi olduğunu bildirmişlerdir.
Sirkede bulunan sodyum asetatın kan şekeri üzerinde asetik asitten daha az etkili olduğu, oral yolla alınan asetik asit ve sodyum asetatın karbonhidrat sorunundan sonra kan şekerini farklı etkilediği tespit edilmiş, salata ve patates sosunda kullanılan küçük bir miktar sirkenin karbonhidrat ve yağ içeren yemekler tüketildikten sonra meydana gelen glisemiyi(şeker artışı) engellediği yani kan şekerini düzenlediği görülmüştür. Yine benzer bir çalışmada asetik asidin kalsiyum emilimini ve birikimini artırdığı bildirilmiştir.
Bilimsel araştırmalar çerevesinde sirkenin bileşenleri birçok hastalığa karşı koruyucu olup, mide boşaltımını yavaşlatarak doygunluk hissi artırmakta ve yemek tüketimini azaltıcı etkisiyle dolaylı yoldan kilo vermekte yardımcı olmakta, kemik sağlığı içinde kalsiyum emiliminde önemli bir rol oynamaktadır.