Bul
App Store Google Play

Diyetkolik'i telefonunda kullan

sitede bul
Reklamsız Kullan
facebooktwitterlinkedinwhatsappmail
Hastalıklarda Beslenme : Tıbbi Beslenme Tedavisi (TBT)
Aysen Arıcan 07.06.2012 5 dakikada okunur
yorumlar
0
kaydet

Hastalıklarda Beslenme : Tıbbi Beslenme Tedavisi (TBT)

Hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde beslenme faktörünün önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Özellikle diyabet, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, obezite, metabolik sendrom, hipertansiyon gibi yaygın görülen hastalıkların tedavisinde tıbbi beslenme tedavisi zorunludur.

Hastalıklarda Beslenme Tedavisi

Eskiden diyet tedavisi olarak adlandırılan uygulamalar günümüzde tıbbi tedavinin en önemli unsuru olduğu için tıbbi beslenme tedavisi adını almıştır.

Hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde beslenme faktörünün önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Özellikle diyabet, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, obezite, metabolik sendrom, hipertansiyon gibi yaygın görülen hastalıkların tedavisinde tıbbi beslenme tedavisi zorunludur.

Toplumumuzda sıkça karşılaştığımız bu hastalıkların bazılarında beslenme ilkelerini sizler için özetlemeye çalıştım. Çevrenizde bulunan, eşiniz, anne ya da babanız, dostunuz, komşunuz hatta siz de bu hastalıklardan birine sahip olabilirsiniz. Bu nedenle dikkatle önerilerimi okuyup tedavinizin bir parçası haline getiriniz. Unutmayın sadece ilaçlar birçok hastalığın tedavisinde yetersiz kalmaktadır, diyet, egzersiz, fizyoterapi gibi tedavi yöntemleri ile kombine edilerek yapılan tedavi planları hastalığın seyrini yavaşlatmakta, iyileşme hızını artırmakta ve tedavi bütçelerinin azalmasını sağlamaktadır.

Diyabet (Şeker Hastalığı)

İnsülin hormonunun azlığına veya yokluğuna bağlı kandaki şekerin yüksek olması ile sonuçlanan ve birçok organın çalışmasını etkileyen metabolik bir hastalıktır. Tip 1 (genç tip) Tip 2 ve Gebelik diyabeti şeklinde üç türü bulunur.

Diyabetin etkin tedavisi= TBT+İlaç+İnsülin (gerekirse)+Egzersiz

Diyabet Tıbbi Beslenme Tedavisi İlkeleri

  1. Bireyin ihtiyacı olan enerji ve besin öğeleri karşılanmalıdır.
  2. Basit şeker olarak tabir edilen, kana hızlı karışma özelliği olan glisemik indeksi yüksek besinlerden kaçınılmalıdır. Günlük alınan enerjinin %50-55’i karbonhidratlardan sağlanmalıdır.
  3. Karbonhidrat kaynağı olarak daha çok tahıllar, kuru baklagiller, meyveler tercih edilmelidir. Şeker, bal, kalori/pekmez">pekmez, tatlılar ve her türlü basit şekerlerden kaçınılmalıdır.
  4. Az ve sık aralıklarla günde 6 öğün beslenilmelidir.
  5. Tek tip beslenmekten kaçınılmalı, her öğünde her besin grubundan en az bir çeşit yiyecek bulundurulmalı.
  6. İdeal kilo korunmalı, fazla kilolu ise kişi yavaş yavaş zayıflatılmalı.
  7. İlaç ve insülin saatlerine göre yemek yeme zamanları belirlenmeli,
  8. Bireyin ekonomik, sosyal yapısına göre bir tedavi plan yapılmalı,
  9. Yasak ya da serbest ikileminden çok denge unsuru gözetilmeli, bireyin psikolojisinin bozulması engellenmeli,
  10. Düzenli olarak egzersiz yapılarak kan şekerinin yükselmesinin önüne geçilmeli,
  11. Bireyin diyabeti tanıması sağlanmalı ve diyabetiyle bir ömür boyu beraber yaşayacağı anımsatılarak beslenme alışkanlıkları doğru yönde değiştirilmelidir.

Kalp Damar Hastalıkları

Trafik kazalarından sonra ölümlerin ilk sırasını kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler almaktadır. Kan yağlarının yükselmesi, damar duvarında birikmesi ve damarların sertleşmesi sonucu ateroskleroz gelişir. Damarlardaki kan akımının engellenmesine bağlı olarak kalbin çalışması aksamaya başlar, kalp kasının zayıflaması, kalp yetmezliği, kalbi besleyen damarların tıkanması gibi durumlar yaşamı tehdit eden sonuçlar doğurur. Hipertansiyon dolaşımla ilgili bir rahatsızlıktır ve bur gruba girer. Kalp hastalıklarında TBT (tıbi beslenme tedavisi) uygulamalarının en az ilaçlar kadar yaşamsal önemi vardır.

Kalp ve Damar Hastalıklarında Tıbbi Beslenme Tedavisi İlkeleri

  1. İdeal vücut ağırlığı korunmalı, şişmanlık söz konusuysa diyetisyen takibinde kilo verilmelidir.
  2. Aşırı yağlı yiyecekler özellikle de doymuş yağlardan zengin olan yiyeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bunlar tereyağı, iç yağı, sakatatlar, aşırı yağlı besinler, kızartmalar, krema, kaymak vb yiyeceklerdir.Tercih edilmesi gereken yağlar zeytin yağı başta olmak üzere bitkisel sıvı yağlardır.
  3. Tuz tüketimi azaltılmalı bunun yerine baharatlar ve çeşitli doğal çeşni vericiler tercih edilmelidir.
  4. Posa tüketimi arttırılmalıdır. Özellikle sebze, meyve ve tam tahıl ürünlerinin tüketimine ağırlık verilmelidir.
  5. Bir öğünde çok yüklü yemek yerine az aralıklarla sık sık beslenmeye çalışılmalıdır.
  6. Düzenli olarak yürüyüş yapılmalıdır.
  7. İlaçların yiyeceklerle etkileşimi özellikle kalp hastalarında önemlidir. Bazı ilaçlar bazı besinlerle alındığında etkisi kalmayabilir, bu nedenle mutlaka doktor ve diyetisyene danışılarak bu hususlar öğrenilmelidir.

Böbrek Hastalığı

Böbrekler bilindiği gibi süzgeç görevi görerek kanda bulunan atıkların idrarla atılmasını sağlamaktır. Bunun yanında makro ve mikro besin öğelerinin atılmasını önlemek ev vücuda geri kazandırmak da önemli bir görevidir. Çeşitli sebeplerle oluşan birçok tür böbrek hastalığı vardır. Özellikle kronik böbrek yetmezliği yaşamı tehdit eden, diyaliz gerektiren ve beslenme açısından çok dikkatli olunması gereken bir hastalıktır.

Böbrek Hastalığı Tıbbi Beslenme Tedavisi İlkeleri

  1. Hastalığın türüne göre kan değerleri sıkı takip edilmelidir. Böbrek hastalıklarının seyri her hastada farklı olduğundan TBT diyetisyen tarafından bireye özgü planlanmalıdır.
  2. Üre, potasyum, fosfor, sodyum gibi maddelerin kanda yükselmesi söz konusu olduğundan bu maddeleri içeren yiyeceklerde sınırlama getirmek gereklidir.
  3. Proteinli yiyeceklerin aşırı tüketimi böbreklere aşırı yük getireceğinden protein alımı kişinin kilosuna göre belirlenmelidir. Et, süt, yoğurt, yumurta, peynir, balık, hindi türü hayvansal yiyecekler proteinden zengindir, bu nedenle bu yiyeceklerin tüketim miktarları çok iyi ayarlanmalıdır.
  4. Hazır yiyecekler, içeriği bilinmeyen yiyecekler, tuz ve tuzlu yiyeceklerden mutlaka kaçınılmalıdır.

Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Osteoporoz kemiklerden kalsiyum kaybının artması sonucunda, kemik mineral yoğunluğunun azalmasıyla kemiklerin kolaylıkla kırılması ile tanısı konulabilen metabolik bir kemik hastalığıdır. Kemik ve kaslardaki bu kayıplar; boy kısalması, kemiklerin kırılganlığında artış, deri altı yağ tabakasının incelmesi, diş kayıpları, bacaklarda eğrilik ve şekil bozuklukları ve kamburluk gibi değişikliklere neden olur. Kasların belirli hareketleri yapabilme yetenekleri azalır. Düşük kalsiyumlu beslenme biçimi osteoporoz riskini artıran en önemli faktördür. Kısaca osteoporoz ile beslenme doğrudan ilişkilidir.

Kemik yapısının 2/3 ü mineral ve bu mineralin de % 40 ını kalsiyum oluşturur. Buradan da anlaşılacağı gibi beslenme yoluyla aldığımız kalsiyumun yeterli olması kemik yoğunluğunun artmasında ve bu yoğunluğun korunmasında ve devamında çok önemlidir. Ayrıca büyüme çağında yeterli kalsiyum alımı kemik kütlesinin artmasına ve ileriki yaşlarda kemik erimesi riskini önemli oranda azaltmaktadır.

Osteoporoz Tıbbi Beslenme Tedavisi İlkeleri

  1. Her bir öğünde 4 ana besin grubundan bir besinin mutlaka bulundurulması gereklidir. Özellikle kalsiyumdan zengin olan süt, yoğurt, peynir, kefir gibi yiyeceklerin tüketiminin artırılarak kalsiyum ihtiyacının kemiklerden çekilerek karşılanması önlenmelidir. Kalsiyum yeterli miktarlarda alındığında hem kemik sağlığı korunmuş hem de kas hareketleri, kalbin çalışması, kanın pıhtılaşması gibi mekanizmaların düzenli çalışması sağlanmış olur.
  2. Haftada en az iki kez balık tüketilmelidir. Balık içerdiği omega-3 yağ asitleri sayesinde, kemik sağlığını korur.
  3. Soya fasülyesi ve diğer soya ürünlerine beslenme tedavisinde haftada en az bir kez yer verilmelidir. Fitoöstorojen özellikteki soya Östörojen salınımını artırarak kemikten kalsiyum atımını azaltır.
  4. Her gün ortalama 3-5 porsiyon meyve, 2-3 porsiyon sebze tüketilmelidir. Böylece kemik mineral yoğunluğu üzerine olumlu etkileri olan aktif bileşenler yeterince alınmış olur.
  5. Yeterli D vitamini sağlamak kemik yoğunluğunu artırır. Bu nedenle her gün en az 15 dakika doğrudan güneşlenilmelidir.
  6. Doymuş yağ içeriği yüksek yiyecekler azaltılmalıdır, çünkü bu tür yiyeceklerin fazla tüketilmesi kalsiyum emilimini azaltır.
  7. Kafein alımı en aza indirilmeli mümkünse tüketilmemelidir. Çünkü kafein idrarla kalsiyumun atımını hızlandırır. Çay, kahve ve kolalı içecekler, çikolata, enerji içecekleri kafeinin zengin kaynaklarıdır.
  8. Alınan ilaçlarla yiyeceklerin etkileşimi konusunda doktor ve diyetisyeninize mutlaka danışın.
facebook twitter linkedin whatsapp messenger mail

Yorumlar

İlk yorumu sen yap

İlgini Çekebilir